21 Ağustos 2013 Çarşamba

Sevimli Koca Göt

"Sevimli olmak mı seksi olmak mı istersin sorusuna kaç şişman sevimli olmak cevabını verir ki!"


       Pantolonumun beden numarası küçük geliyordu ve götüme, kalçalarıma yaptığı pres kilo vermem konusunda beni uyarıyordu.Daha önce üzerime cuk oturan elbiselerim fazladan yediğim tavuk, pilav ve tatlılar için beni affetmiyordu. Bedenim arzulanabilir olmaktan gittikçe uzaklaşıyordu ve insanların hikayelerindeki şişman terli adam olmamak için yemekle arama mesafe koymak zorundaydım.
    Akşamları çıkıp koşmaya başladım. Koşuyorudum dediğime bakmayın yüzde sekseni yürümekle geçiyordu. Evim çarşıda olduğu için bırak koşmayı yürüyecek alanı zor buluyordum. Bu sebepten tenha olsun diye akşam geç saatlerde çıkıyordum koşmaya(yürümeye). Bir gece dışarda kavga çıktı. Adamlar gözümün önünde adamı hamur yoğrar gibi dövüyorlardı. Dayak yiyen ise ısrarla “Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?” diyordu. Anasını belleyen adamlar muhtemelen kim olduğunu da biliyorlardı. Ama yediği dayaktan sonra eminim annesi bile onun kim olduğunu anlayamayacaktı. Bu kavga bende travmalar oluşturdu desem abartılı olur ama “deli mi sikti beni gece gece çıkıyorum” dedirtti. 
    Yaptığım haftalık diyetler işe yarasa da bir istikrar yakalayamıyordum.Sivri burun ayakkabıdan vazgeçemeyen bir pezevenk gibiydim. Çok fazla enerji harcamıyordum. Harcadığım enerjinin çoğunu da yemek yerken harcıyordum. 
      Kilolu olmak ayıp bir şey olmadığı gibi estetik de değildir. Hiçbir genç kızın odasının  duvarında şişman birinin posterini görmedim. "Kilomla mutluyum,barışığım" diyenlerin çoğu defalarca diyet yapmalarına rağmen kilo veremeyenlerdir. Şişmanları severim. Tombik ve sevimlidirler. Sevimli olmak mı seksi olmak mı istersin sorusuna kaç şişman sevimli olmak cevabını verir ki!
    Evet, ben de sevimli olmak istemiyordum. Bir spor salonuna yazıldım. Spor salonunda bir sürü sevimli insan vardı. Herkes arzulanabilir bir bedene sahip olmak için elinden geleni yapıyordu. Hepsinin zayıf hallerini hayal etmeye çalışıyordum.
     Kilo vermek isteyenlerin çoğu bunu sağlık için yaptıklarını söyler. Kusura bakmayın ama insan sağlık için, spordan sonra yarım saat aynada götüne bakmaz.Arzulanmak isteğini ayıp buldukları için kendilerine bile itiraf edemezler bunu. Arzulanmak için olmasa bile insanlar tarafından "şu koca götlü yok mu" diye tarif edilmek istemezler.
   Spor salonuna sevimli olmayan seksi erkekler ve kızlar da geliyordu. Fiziklerinin verdiği özgüvenle hiçbirimizi siklemiyorlardı. Biz de onlar gibi olup kimseyi siklememek istiyorduk. Spor aletlerine daha bir yükleniyorduk. 
      Harıl harıl kilo vermeye çalışan sevimlilerle bodrum katta bir spor salonundaydık. Akşam yeraltına çekilip göt küçültüyor gündüz de insanların içine karışıyorduk. Bir yeraltı örgütü gibiydik. Televizyon dizilerinde uğruna kardeşin kardeşi vurduğu kişi olmak istiyorduk. Tek özelliği seksi bir vücuda sahip olmak olan(daha ne olacak amk)gerzek hocalarımız ne derse büyük bir hırsla yapıyorduk hemen.  
   Oturarak kullanılan spor aletlerinde genellikle çok şişmanlar olurdu. Bu kadar şişman olmayı nasıl beceriyorlardı. Şimdiye kadar çok yemek yiyerek şişmanlayan birini görmedim. Hepsi hastaydı aslında, aldığı haplardan ya da genetik ..vs. Bu kadar kiloyla bir "Hapı yutma" durumu var doğru da spor aletinden genetiği düzeltmesini beklemek ne demek oluyor.
     Spor salonu dışındaki hayatımın ana muhabbeti kilo vermek olmuştu. Herkes kilolarımdan rahatsızmış gibi önerilere boğuyorlardı beni. Şişmanların önerilerde bulunması ise can sıkıcı olmasının yanı sıra saçmaydı. Yemek yemek değil sıçmak mutlu ediyordu beni artık. Sıçtıktan sonra klozete bakıp verdiğim kiloyu tahmin ediyordum.
    'Benim bedenim benim kararım' gibi görünsede değildi aslında. Yemek yemeyi seviyorum ama kilo almayı sevmiyorum."Gülü seven dikenine katlanır" diyeceksiniz, saçmalamayın konuya tam uymuyor. İnsan istediği zaman sıçabilmeliydi aslında. İstediğimiz zaman yiyiyoruz da niye sıçamıyoruz. İstediğimiz zaman sevişemiyoruz da mesela( muhabbetimizle alakası yok ama sevişmek her zaman ilginizi çeker) 
    Gömleklerimden tutun da donuma kadar tüm iç-dış elbiselerim beni terk ediyorlardı. Tek sadık dostum çoraplarım kalmıştı. Daracık elbiselerin içinde (tabiki dar olan elbiseler değildi) çöp bidonuna siyah poşet içinde bırakılmış patlamaya hazır bir bomba gibi duruyordum."Kilo almışsın" diyen sevimli şişmanların mutluluğunu gözlerinden okuyabiliyordum. Sanki ben kilo aldıkça onların götü küçülüyordu.
      Rejime başladığım ilk haftaki hevesim olmasa da kararlılığım devam ediyor ve etmek zorunda. Yoksa ben de koca götüyle barışık bir sevimli olarak hayatımı devam ettireceğim.

                                                                                                                                                   PAT

patoyku@gmail.com 

www.facebook.com/pat.oyku





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder